Altınbaş Üniversitesi psikoloji Bölümü ve APAM Merkezi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilek Şirvanlı Özen, genellikle uzun soluklu olan bu sorunları çözmenin imkânsız olmadığını söylüyor. Prof. Dr. Dilek Şirvanlı Özen, Kolay Kampüs platformunda yer alan makalesinde, “Travmanın nedenlerini iyi anlayarak, belirtilerini gözlemleyerek ve gerektiğinde profesyonel yardım alarak, çocukluk travmalarının kaderinizi belirlemesine izin vermeyin” diyerek önemli önerilerde bulunuyor.Çocukluk travmalarını atlatmak bireyden bireye değişebiliyor. Prof. Dr. Özen, sağlıklı bir iyileşme süreci için yapılacakları ise şöyle anlattı. “Sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek, düzenli egzersiz yapmak ve dengeli beslenmek, fiziksel ve duygusal sağlığın iyileşmesine katkıda bulunabilir. Benzer şekilde, resim yapma, müzik dinleme gibi duygusal ifadeyi teşvik eden sanatsal ve yaratıcı aktiviteler de duygusal iyileşme süreçlerine katkı sağlar.” dedi. Her şeyin başı eğitim. Gerek ebeveynlerin gerekse çocukların travma konusunda eğitim almaları da çok önemli. Eğitimin konuya olan farkındalıklarının artmasına neden olur ki iyileşme sürecinde önemli rol oynayacağını kaydetti. Ayrıca aile üyelerinin arasındaki ilişkileri güçlendirmek ve desteklemek amacıyla aile terapisine katılmanın faydalarına da değinen Özen, “Çocuğun aile ve arkadaşları gibi sevdiği kişilerden duygusal destek alması, onların çocuğun duygusal dünyasını anlamaları ve ona empati göstermeleri, çocuğun kendisini daha iyi ifade etmesine ve duygusal iyileşme sürecinin desteklenmesine neden olabilir.” diyerek önemi tavsiyelerde bulundu.
En yaygın yaşanan çocukluk travmaları
Prof. Dr. Özen, en yaygın yaşanan çocukluk travmaları hakkında da bilgi verdi. Çocukluk döneminde yaşanan ihmal ve/veya istismarın öncelikli neden olduğunu belirtti. Özen’e göre, çocuğa yeterli bakımın verilmemesi, duygusal olarak ihmal edilmesi, cinsel ya da fiziksel olarak istismar edilmesi gibi durumlar maalesef ağır travmalara neden oluyor. Aile içi şiddet önemli etkenlerden bir diğeri. Anne-baba arasında yaşanan fiziksel, duygusal veya cinsel şiddetten çocuk çok etkileniyor. Aynı şekilde ebeveynlerinin boşanması ya da ayrılması da sarsıcı bir etken. Özen diğer önemli etkenleri ise şöyle sıralıyor:- Kayıplar veya ayrılıklar: Çocuğun yaşamındaki önemli bir kişinin (örn. Ebeveynlerden biri) kaybı ya da çocuğun yaşamından çıkıp gitmesi
- Ekonomik problemler: Ailenin yaşadığı ekonomik problemlerden dolayı çocuğun temel ihtiyaçlarının karşılanamaması
- Hastalık: Çocuğun kendisinin veya aile üyelerinden birinin ciddi ve uzun süreli sağlık problemi yaşaması.
- Göç: Ailenin farklı bir yere göç etmesi
- Doğal afetler: Deprem, yangın, sel gibi doğal afetler.
“Travmanın sebep olduğu başlıca sorunlar”
Çocukların yaşadığı travmatik deneyimler kuşkusuz onların duygusal, sosyal, bilişsel ve fiziksel gelişimlerini olumsuz yönde etkiliyor. Prof. Dr. Özen, bütün bu etkilerin çocukluktan yetişkinliğe uzanan bir dizi alanda görülebildiğini söyledi. Çocuklukta yaşanan bu travmaların ileriki yaşlarda ilişki kurmadan, bağışıklık problemlerine, güven ve özsaygı sorunlarına kadar pek çok yansıması olduğunu anlatarak, şu bilgileri paylaştı.- Depresyon, anksiyete, travma sonrası stres bozukluğu gibi duygusal sorunlara neden olabilir,
- Güven sorunları, bağlanma problemleri ve ilişki zorlukları gibi ilişki sorunlarına yol açabilir. Çocuklar yetişkin yaşamlarında güvenli ilişkiler kurma konusunda problem yaşayabilir,
- Saldırganlık, isyan, dikkat eksikliği ve hiperaktivite gibi davranış problemlerine yol açabilir,
- Kronik ağrı, bağışıklık sistemi problemleri gibi fiziksel sağlık sorunlarına neden olabilir,
- Çocukların kendilerine olan güven ve öz saygılarını etkileyebilir ki bu da yetişkinlik döneminde başarı, yetenek ve kendi değerine inanmada zorluk yaşanmasına yol açabilir,
- Çocuğun içinde yaşadığı topluma uyum sağlamasını zorlaştırabilir, bu da akademik başarısızlık, sosyal izolasyon, disiplinsizlik gibi uyum sorunlarını beraberinde getirebilir.