Anadolu'dan 1892 yılında Avrupa'ya götürülüp 1896 yılından bu yana Türk topraklarında kaybolduğu rapor edilen "Amasya lalesi"nin "Yitik Lale Gurbetten Sılaya Dönüyor Projesi"yle İngiltere'den Türkiye'ye getirilen türünden üretilen tohumlar 132 yıl sonra anavatanı Amasya'da toprakla buluştu. İstanbul'daki Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi'nde çoğaltılan 45 bin tohum, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile yapılan iş birliğiyle Amasya'da farklı noktalara ekildi.Anadolu'da varlığının sona erdiği kayıtlara geçmiştiİlk kez 1892'de Alman bahçıvan Mühlendorff tarafından toplanarak Avrupa'ya gönderilip "Tulipa sprengeri" adıyla bilim dünyasına tanıtıldıktan sonra, en son 1896'da doğada görülen bitkinin Anadolu'da varlığının sona erdiği kayıtlara geçmişti. Avrupa'da az sayıdaki özel bahçede süs bitkisi olarak varlığını devam ettirebilen gizemli bitkinin çekilmiş fotoğrafı Türkiye Bitkileri Listesi kitabına kapak olmuştu."Yitik Lale Gurbetten Sılaya Dönüyor" adlı proje olumlu sonuçlar verdiNezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi'nin lalenin Türkiye'ye geri getirilmesi için 2016'da başlattığı "Yitik Lale Gurbetten Sılaya Dönüyor" adlı proje olumlu sonuçlar verdi. İngiltere'den önce İstanbul'daki Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi'ne getirilerek özenle takip edilen lalelerden binlerce tohum elde edildi. Sonrasında ana vatanı Amasya'ya getirilen 45 bin lale tohumu şehrin farklı noktalarında karla kaplı alanlarda toprakla buluştu. Ekim çalışmasını Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi ekibi ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Amasya Şubesi görevlileri birlikte yaptı."Bu bitkiyi tekrardan Türkiye'ye kazandırdık"Ektikleri tohumların gelişimini 5 yıl süreyle takip edeceklerini belirten Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi Müdürü Salih Sercan Kanoğlu, "Bu bitkiyi tekrar Türkiye'ye kazandırmış olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz" dedi."30 yıldır peşindeydim"Gizemli bitkinin 30 yıldır peşinde olan Amasya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Yıldırım, bilim insanları ve gezginlerin yıllardır şehrin zirvesindeki dağları dolaşıp bitkiyi aramalarına rağmen, bitkinin doğal ortamında bulunamadığını söyledi. Amasya lalesinin çok önemli bir bitki olduğunun kanıtlarından birinin, resminin Türkiye Bitkileri Listesi kitabına kapak olması olduğuna değinen Prof. Dr. Arzu Cansaran, filamentlerinin kırmızı renkte olması ve tepallerinin iç taban kısmında da siyah yuvarlık bir noktanın bulunmamasının türün en belirgin özellikleri olduğunu vurguladı. Bu özel türün 132 yıl önce Avrupa'ya götürülmesi sayesinde yeniden kazandırıldığına işaret eden Cansaran, "Bugün için belki biyokaçakçılık olarak ifade edebiliriz. Zamanında yurtdışına soğanları götürülen Amasya yitik lalesinin tekrar Amasya'ya, anavatanına dönmesi Amasyalı bir botanikçi olarak son derece mutluluk verici" diye konuştu.Vali Bakan, lale tohumlarını ektiProjeyle ilgili Doğa Koruma ve Milli Parklar Amasya Şubesi Müdürü Habibe Yolcu'dan bilgiler alan Amasya Valisi Önder Bakan da lale tohumlarını elleriyle ekip üzerlerini örttü. Bu özel türün tekrar doğduğu topraklarla buluşmasının mutluluğunu yaşadıklarını vurgulayan Vali Bakan, "Bundan yıllar önce Merzifon Amerikan Koleji'ndeki bir hocanın doğada bulduğu bu tohumu İtalya'ya götürmesi ve oradan gittiği İngiltere'den tekrar Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü iş birliğiyle tekrar Amasya'ya, anavatanına dönmesini sağladık" şeklinde konuştu.
İHA
İHA