Televizyonda yayınlanan Dizilerde, Kadına Şiddetin "özendirici" olması sebebiyle Adana Masası olarak RTÜRK Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'na avukatımız Gizem Gül Uzun aracılığıyla bir rapor gönderdik ve Gönderdiğimiz raporda "Kadına Şiddet Önce Dizilerde Bitmeli" vurgusunu yaptık.
İşte O Rapor
Türkiye'de reyting rekoru kıran dizilerdeki Kadına Şiddet sahneleri, Türkiye’nin dört bir köşesinden gelen Kadına şiddet haberleri ile adeta yarışıyor
Uzmanlar, suç ve şiddet içeren dizilerin özellikle çocuk ve gençlerin psikolojisini etkilediğini düşünüyor.
İşte O Rapor
Türkiye'de reyting rekoru kıran dizilerdeki Kadına Şiddet sahneleri, Türkiye’nin dört bir köşesinden gelen Kadına şiddet haberleri ile adeta yarışıyor
Uzmanlar, suç ve şiddet içeren dizilerin özellikle çocuk ve gençlerin psikolojisini etkilediğini düşünüyor.
Son zamanlarda ülke çapında yaşanan Kadına şiddet haberlerindeki artış dikkat çekiyor.
Hal böyle olunca akıllara haftanın yedi günü farklı televizyon kanallarıyla ekranlara gelen "Kadına Şiddet" içerikli diziler geliyor.
Yapılan bir araştırmada reyting rekorları kıran 13 dizinin 979 sahnesinin 57’sinde kadına şiddet uygulandığı ortaya çıktı.
Televizyon, bilgisayar, cep telefonu, hayatımızı kolaylaştıran teknolojik aletler. Ancak yanlış kullanıldıklarında sosyal ve psikolojik anlamda geri dönülmesi zor tahribatlar yaratabiliyor. Bunlar içerisinde, en yaygın olanı televizyon, hemen her eve giriyor ve yapılan yayınlar, toplumu birebir etkiliyor.
O nedenle son dönemlerde artan kadına şiddet, cinsel taciz ve istismar olaylarının ardından dizilerdeki olumsuz içerikteki sahneler eleştirilmeye başlandı.
Araştırmalar dizilerdeki kadına şiddetin özellikle çocuklar ve gençler üzerinde olumsuz etkileri olduğunu ortaya koyuyor.
Kitle iletişim araçlarında şiddetin sunumu günümüzde tartışılan konulardan birisidir. Medyada şiddet içeren haber olaylarına her gün rastlamak olanaklıdır. Bunlar gözle görülür, örtük olmayan şiddet olaylarıdır. Bunun yanı sıra bir de izleyicilerin farkında olmadığı, örtük olarak sunulan şiddet vardır.
Özellikle reklamlardan dizilere kadar birçok yayında kadına yönelik şiddet örtük olarak sunulmaktadır. Böylece şiddet sıradanlaştırılmakta ve kadına yönelik şiddet normal bir davranış olarak sunulmaktadır.
Bu çalışmada da Türkiye’de ulusal kanallarda yayınlanan ve izlenme oranları yüksek dizilerde kadına yönelik şiddetin nasıl gündeme geldiği araştırılmıştır. Çünkü araştırmalar dizilerin en yaygın olarak tüketilen popüler kurmaca ürünler olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla izleyicilerin bu dizilerdeki karakterlerle özdeşleşmeleri ve onlar arasında rol modeller bulmaları dizileri daha da önemli kılmaktadır. Yapılan araştırmada da şiddetin dizilerde nasıl gündeme geldiğini tartışabilmek için içerik çözümlemesi yöntemi ile seçilen dizilerdeki sahneler çözümlenmiştir.
Diziler üzerine pek çok araştırma yapılmakta anlatısal, ideolojik ya da görsel çözümlemelerle deşifre edilmeye çalışılmaktadır. Kurmaca olmaları, içeriklerini, o içerikler aracılığıyla ilettiklerini ve pekiştirdiklerini hafifletmez. Belki de tam tersine, izleyicinin karakterlerle özdeşlemesi ve onlar arasından idoller, rol modeller bulması dizilerle izleyici arasındaki ilişkiyi daha önemli kılmaktadır. Bu araştırmada da bu ilişkiyi ortaya çıkarabilmek ve şiddetin dizilerde nasıl gündeme getirildiğini tartışabilmek için seçilen 13 dizide toplam 979 sahne analiz edilmiştir. İncelenen 979 sahnenin 57 sinde yüzde 5,8, kadına yönelik şiddet tespit edilmiştir. Bu da toplumda olduğu gibi dizilerde de kadına yönelik şiddetin yoğun olarak var olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla dizilerin toplumda var olan değer ve yargıları pekiştirdiğini söylemek olanaklıdır.
54 şiddet içeren sahnenin nerede ise tümünde bir kadına şiddet uygulanmıştı. Yapılan araştırmalar kadınların erkekler tarafından şiddete uğradıklarını göstermektedir. Tahminlere göre ülkedeki kadınların en az üçte birinden yarısı kadarı aile içi fiziksel şiddete maruz kalmaktadır. Bu kadınlar dövülmekte, tecavüze uğramakta ve hatta bazı durumlarda öldürülmekte ya da intihara sürüklenmektedir.
Toplumsal Çalışmalarla Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Projesi kapsamında, ulusal televizyon kanallarında yayınlanan dizilerde kadına yönelik şiddetin nasıl gündeme geldiğini saptamak amacıyla yapılan araştırma sonucunda aşağıdaki bulgular yer almaktadır. İncelenen dizilerin hemen hemen tümünde yüzde 97’sinde ağırlıklı olarak şiddet tespit edilmiştir. Kadına yönelik şiddet yüzde 61,4 evde uygulanmıştır. Kadınların en çok dayak ve tokat gibi fiziksel şiddet türüne maruz kaldıkları görülmektedir. Bunun yanı sıra sözel ve psikolojik şiddetin ağırlıklı olarak yer aldığı saptanmıştır.
Dizilerde kadına yönelik şiddetin türlerine bakıldığında, ekonomik şiddet olarak kadının lüzumsuz para harcaması yüzde 50 ve kadının çalışmasına izin vermemek yüzde 50 olarak eşit oranda görülmüştür . Televizyon dizilerinde cinsel şiddet türü içinde ağırlıklı olarak cinsel içerikli imalar yapmak yüzde 66.7 oranı ile ilk sırada yer almaktadır. Öte yandan küçümseyici sözler söyleme ve korkutma en çok rastlanan psikolojik şiddet türüdür. Bununla birlikte sosyal şiddet türleri içerisinde yüzde 40 oranı ile kadını başkaları önünde sürekli olarak küçük düşürerek erkekliklerini kanıtlamaya çalışmaktadırlar. Şiddet uygulayanın şiddet uygulanana yakınlık derecesinin koca, kardeş ve kayınvalide olduğu görülmektedir.
Şiddetin nedeni olarak en çok namus yüzde 17.5 ve kıskançlık yüzde 15.8 gösterilmiştir. Aynı zamanda da şiddet uygulanırken, şiddetin aracı olarak en çok sözlü saldırı ve tacizin yüzde 73.7 oranında kullanıldığı görülmüştür. Şiddet uygulama sırasında tarafların genelde yalnız olmadıkları, mekanda başkalarının da olduğu ve şiddet esnasında tarafların yanında bulunan 38 kişinin yüzde 52.6’sının şiddeti onayladığı tespit edilmiştir. Şiddeti onaylayan 20 kişinin cinsiyetleri incelendiğinde ise erkeklerin şiddeti onayladığı görülmektedir. Şiddeti onaylayanların şiddete maruz kalan kadınla yakınlık derecesi incelendiğinde de onaylayanların çoğunun birinci derecede yakın oldukları söylenebilir. Yüzde 25 oranla kocanın ilk sırada yer alması da araştırmanın ilgi çekici sonuçlarından birisidir. Şiddete maruz kalan kadının yüzde 35.1 oranında sustuğu ve davranışsal boyuttaki tepkilerinde ise ağlama ile yüzde 22.8 ile sınırlı kaldığı saptanmıştır. Şiddete maruz kalan kadına yüzde 88.4 oranı ile hiçbir öneri yapılmadığı ve şiddet uygulayanların cezalandırılmasında ise şiddet uygulayanın sadece 2 sahnede cezalandırıldığı görülmüş ve bu ceza da sözlü uyarı şeklinde olmuştur.
Dizilerde yer alan kadın karakterlerin güzel olmaları, modayı yakından takip etmeleri, evlerini dekore etmeye çalışmaları, mutfak içinde bolca gösterilmeleri toplumda varolan kadın imgesini desteklemektedir. Böylece kadın ev içinde gösterilerek bir kez daha “kadının yeri evidir, yuvayı dişi kuş yapar” söylemini yinelemektedir. Dolayısıyla TV dizilerinde incelediğimiz kadına yönelik şiddet toplumsal görünüme de uygun olarak genellikle ev içinde ortaya çıkmaktadır. Çünkü kadın genellikle kamusal alanda zaten görünür değildir. Kadına en yakınları tarafından uygulanan şiddet daha çok sözel ve psikolojik türdedir. Araştırma sonuçları, kadın akrabaların da şiddet uygulayanlar arasında bulunduğunu, kayınvalidenin oğlundan aldığı güçle bir şiddet üreticisi haline geldiğini göstermektedir. Yani bu dizilerde de gerçek hayattaki gibi kadının kadına destek olduğunu söylemek olası değildir. Şiddetin nedenlerine bakıldığında ise, erkek egemen ideolojinin kendisini pekiştirmesini sağlayan ve şiddet nedeni olarak en sık karşımıza çıkan namus ve kıskançlık kavramlarına dayandırılmıştır.
Kuşkusuz Türk toplumunda en önemli kavramlardan biri namus kavramıdır. Bu kavram kadının cinselliği ile eş görülmektedir. Yapılan pek çok araştırma sonucu da namus kavramının kadın ile eş tutulduğunu göstermektedir.
Türkiye’nin pek çok bölgesinde kadından erkeklerin “namusum” diye söz etmeleri bunun göstergelerinden biridir. İncelenen dizilerde kadına yönelik şiddetin daha çok erkekler tarafından onaylandığı, şiddet uygulayanın sosyal ya da yasal ceza görmediği, şiddete maruz kalanların suskun kaldıkları ortaya çıkmıştır. Bu da toplumdaki kadına yönelik şiddetle ilgili algılama ve eğilimlerin dizilerde gösterilerek şiddetin doğalmış gibi algılanmasına neden olmaktadır.
Bu sebeple "Kadına Şiddet Önce Dizilerde Bitmeli' diyoruz ve (RTÜK) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun bu konuda desteğini bekliyoruz..